21 Eylül 2014 Pazar

Cipralex mucizesi

Hayatımda 2 ay öncesine kadar Ciralex diye bir mucize vardı.


Nasıl anlatsam, nereden başlasam bilemiyorum.
Evlilik öncesi bir dönemimde, yeni işim sebebiyle deli hayal kırıklığı yaşadığım ve istifanın eşiğinde olduğum bir dönemdeyim.
Ezelden beri süregelen kaygılı yapım ile birlikte iyice çekilmez, sinirli bir insan olmuştum.
Depresyondaydım denemezdi belki ama cidden yüksek oranda kaygı duyduğum, kafamda bir sürü şey kurduğum bir zaman dilimiydi.

Cipralex'i çok yakın bir doktor arkadaşım zor zamanlarında kullanıyordu ve çok da faydasını görüyordu.
Ona danıştım ve kullanmaya karar verdim.

10 mg'lık dozajının daha çok depresyondan ziyade kaygı için kullanıldığını öğrenince eczaneden gidip aldım. (Reçetesiz satılıyor)
Arkadaşımın da tavsiyesiyle ilk 10 gün yarım kullanmaya başladım.

İlk başta hafif sersemlik ve atalet yaptı. Hayatı bir bulutun arkasında yaşıyormuşum gibi hissettim.
Yaklaşık 1 ay sonra bildiğin kaygısız, mutlu bir insana dönüştüm. Örneğin panik olunması gereken bir durumla karşılaşıyorum ama olamıyorum.
Ya da doğam gereği oldukça fazla olan hırsımı adeta aldırmışım. Neredeyse utanmasam başarısızlıktan bile mutlu olacağım.

Yan etki olarak çılgın aksiyonlu rüyalar görüyordum. Kan ter içinde uyanıyordum. Söylendiği gibi cinsel hayatı filan hiç olumsuz etkilemiyor.

Sonrasında evlendim, o dönem mutsuz olduğum işimden istifa ettim, 3 ay evde oturdum, sonra da şimdi çalıştığım işi buldum ve başladım.
Bu dönemler çok rahat geçti. Normalde olsa işsiz olduğum için hayatı kendime zindan ederdim. Ama çok mutlu bir dönemdi.

Yaklaşık iki aydır kullanmıyorum. Evet o sebepsiz mutluluk gitti, yer yer sinirleniyorum ama eskisi kadar kaygılı değilim. Belki o stresli dönemi atlattığım için ya da kaygılanmanın ne denli anlamsız olduğunu anladığım için. Ne olursa olsun bana çok iyi geldi. Şu an bırakmış halim bile eskisine göre çok iyi.

Bazen inat etmemek, gerektiği yerde destek almak lazım.
Neticede hepimiz sadece insanız, tüm zayıflıklarımızla...

Hosting Siteleri & Wordpress Theme

Alışılagelmedik, tamamen bilgi amaçlı bir yazı ile karşınızdayım.
Sorun yok mu derseniz? Yok valla, her şey tıkırında maşallah ya da ben iyice kaygısız bir insan oldum. En güzeli!!
Artık evli ve barklı bir insanım :). Yeni bir işim var, parası çok şahane olmasa da huzurluyum ve internet sektöründe devam ediyorum.

Konumuz şu; bir sürü şey öğrendim, epeyce iş değiştirdim. İyi kötü belli bir çevrem de oldu ama dijital görünürlülüğüm zayıf.
Yani artık bir kişisel blog açıp, fikirlerimi, öngörülerimi, bilgilerimi paylaşmalı ve geleceğe yatırım yapmalıyım.

Bunun için minik araştırmalarım sonucunda hosting ve wordpress teması alıp bir blog açnaya karar verdim.
E blogger'da açsana ne kasıyorsun diyenler için, daha profesyonel bir görünüm istiyorum bebişim, 3 seneye direktör olcam şeklinde tokat gibi cevabım mevcut.

2 hosting alternatifi var:
1) Turhost
2) Hozzt

Ben hozzt'un müşteri hizmetlerinin çok daha iyi olduğunu duyduğum için onda karar kıldım.
Hossting ve domain'e 49 TL ödeyeceğim

Aynı zamanda themeforest'tan 40 - 60 $ arası bir para bayılıp en şahanesinden bir tema alacağım.

150 -200 TL'ye en kralından blog sahibi olcam.

Herkese tavsiye ederim.

8 Eylül 2013 Pazar

Koç Burcu Kadınını Belirsizlikle Sınamak

Belirsizlikle sınamak. Hele hele bir koç burcu kadınını... Hem de aşk, evlilik gibi bir konuda. Cayır cayır yanan ateşin üstüne bir galon su dökmek adeta.
Ben ki hayatımda herşey düşündüğüm anda gerçekleşmesse tüm hevesimi kaybeden insan. 2 yıldır evlilik tarihimi netleştirememiş olmama ve gün geçtikçe ötelenmesine rağmen hala aynı adamlaysam ya mutasyona uğradım ya da adama cidden sağlam şeyler besliyorum. Yaa Stockholm sendromuna falan tutulduysam !! Aslında bence sorun ortada cidden adam olmaması ve ben tüm bu sıkıntılı sürece rağmen halime şükrediyorum, daha doğrusu katlanıyorum.
30'una yaklaşan modern kadının dramı diye belgesel çekilmeli. İyi kötü evliliğe giden bir ilişkim var ama durum bir çokları için çok acı. Apayrı bir yazı, hatta blog konusu bu.

1 Mayıs 2013 Çarşamba

Baharı Bırak Yaz Gelsin, Yazı bırak 'KAŞ' Gelsin !

Eveet gençler, havaların ısınmasıyla tatil moduna girmiş bulunuyorum..
Aslında Kaş moduna girdim daha çok.


Geçen sene Eylül ayı ile birlikte tatil anlayışım kökten değişti.

Ben ki gittiği yer ne kadar şahane olursa olsun bir sonraki sene yeni bir yer görmek için çıldıran insan, yazlıkçı emekli öğretmen gibi her sene Kaş'a gitmek istiyorum artık, başka tatil beldelerini araştırmıyorum bile.

Geçen sene telefonuyla aşk yaşayan kankamla gittiğimden olsa gerek, karıncayı inanılmaz aramıştım, çok istemiştim yanımda olsun, sokaklarında öpüşelim, şirin butik otellerinde sevişelim...

Ve umarım Haziran'da gideceğim. Talya'da ya da Sonne'de kalacağım, Liman ağzında huzur bulacağım,
Bi Lokma 'nın nefis yemeklerini lüpletip, Dejavu'da biramı içip saatlerce susacağım, arada karıncayla öpüşüp, sessizce manzarayı izleyeceğim.

.

Bunlar için çalışıyoruz, başka bir şey için değil. Bu 4 gün, ilişkimize de şahane gelecek biliyorum

29 Nisan 2013 Pazartesi

Gururluyum

Kendimle gurur duymak için haklı sebeplerim var.

Sorgulayan bir yapım var cidden. Olayları iyi anlamlandırdığımı ve iyi yorum yapabildiğimi düşünüyorum. Zaman zaman fazla eleştirel ve moal bozucu olsam da genelde büyük resmi görebiliyorum.

Saçma sapan çevresel gazlara az geliyorum. Hayatımın kontrolünü büyük ölçüde elimde tutabiliyorum. Kendi fikirlerim, doğrularım var. En ufak bir rüzgarda savrulmuyor bunlar.

Paramı iyi kontrol edebiliyorum. Materyallere az değer veriyorum. Hayattaki en büyük derdim saçımın nasıl göründüğü ya da bayıldığım Gucci çantayı alamamak değil. Evet parayı önemsiyorum ama hayatımın kontrolünü elimde tutmak ve seçimleri para kaygısı olmadan yapabilmek adına önemsiyorum.

İyi insanlar biriktiriyorum çevremde. İyi kalpli, değerleri olan, düzgün yaşayan, çevresine faydası olan... Hayatıma bir dönemde girmiş böyle insanlara mümkün olduğunca vakit ayırmaya ve kaybetmemeye çalışıyorum.

Çevremdekilere faydam var. Stajyerim bile olsa maksimum faydayı sağlamaya çalışıyorum karşımdaki insana, empati kurabiliyorum o kişi ile.

Hayatta temel hedeflerim var. Beni neyin aslında gerçekten mutlu edeceğine kafa yorup uzun vadede bu hedeflere ulaşmak için çaba sarfediyorum. Evet zaman zaman saçmalıyorum, anlık çıkışlarım oluyor ama aslında temel hedefler hiç değişmiyor.

1,5 yıl önce büyük risk alarak, mevcut sektörümü ve kariyerimi bırakıp seveceğimi ve geleceğim olduğunu düşündüğüm alana kaydım. Evet çok zor oldu, hala zor ama eskisine göre çok daha mutluyum, herşeyden önce bu cesareti ve kararlılığı gösterebildiğim için mutluyum.

1 Ekim 2012 Pazartesi

Aşık Olası Olmak

Bu aralar çok aşık olmak istiyorum ama öyle birine özenip filan değil iliğim ile kemiğim ile istiyorum.
Sevgilim var ama aşık değilim, tabi ki yakışıklı, çekici, iyi sevişiyoruz ama her şey çok stabil.
Ne diyeceğini, ne yapacağını biliyorum.

Normalde hoşlandığım bir kimse söylese yıkılacağım bir şeyi o söyleyince etkilenmiyorum, ya da başka birinin ağzından çıksa bulutların üzerine çıkaracak bir cümle maksimum 5 dakika sonra etkisini kaybediyor.
Tamam 10 yıldır beraberiz ama ilk 8 yıl gayet iyi gittik Ufak düşüşlerin çıkışları çok daha iyi oldu. Ama bu sefer dipte kalacağız gibi duruyor. Minik zıplama çalışmaları da çok işe yaramıyor.
Karşıma çıkabilecek en iyi adamlardan biri...
Dürüst, sevecen, pozitif, bana değer veriyor,yanar dönerliği sıfır...
Daha zengin, akıllı, güçlü, yakışıklı adamlar bulabilirim ama onların hiç birinin maneviyatı bu kadar kuvvetli olmayacak, karakteri bu kadar sağlam da olmayacak. Ve ben bunlara alışmış biriyim maalesef...
Ama içimde inanılmaz bir macera ve heyecan isteği, flörtöz bir ruh. Epeydir var aslında ama ısrarla geçmesini bekliyorum. Maalesef geçmiyor...

25 Ağustos 2012 Cumartesi

Yediğimiz en büyük kazık kadın olarak dünyaya gelmek

N'olurdu sanki, şöyle düz hatta hödük bir adam olsaydım.
Kafama taktığım tek şey Fenerin o sene şampiyon olup olmayacağı olsaydı.
Ya da tüm cahilliğime ya da öküzlüğüme rağmen atomu parçalamışçasına bir kendine güvenle gezinseydim ortalıkta.
Arkadaşlarımla nargile içince dünyanın en mutlu adamı olsaydım, hiç bir sinsilik, haset, hesap olmaksızın dostluklar kurabilseydim.
Param varken olmayanla yiyip, yokken milletten geçinip buna rağmen enayi, fırsatçı diil de sadece dost olarak görebilseydim kendimi.
PMS diye bir şeyin ne olduğuna dair fikrim olmasaydı hiç.

Fabrika çıkışımızda hata var, toplatmaları lazım bizi piyasadan acil !